DOĞRU SİSTEM, OTEL AHŞAP BİLE OLSA YANMASINA İZİN VERMEZ
GERİ

Ülkemizi yasa boğan Bolu’daki otel yangını ile birlikte tüm gözler facianın sorumlusunu bulmaya odaklanırken yangın korunum sektörünün duayeni, A Yangın Güvenlik Sanayi Yönetim Kurulu Başkanı Mühendis Rafet Ekmekçioğlu, ‘Ülkemizin başı sağ olsun. Gerçekten çok ama çok üzüntülüyüz’ diyerek ‘Kök neden analizi yaparak facianın gerçek nedenini bulmalıyız. Bunu da ancak soruna tam odaklanarak başarabiliriz’ dedi.

 ‘Böyle büyük facialar ve doğal afetlerin ardından gerçek sorunu tespit edemezsek realiteden uzaklaşmaya başlarız’ saptamasında bulunan Ekmekçioğlu, ‘Mühendislikteki kök neden analizi, gerçek sorunu bulana kadar kendimize ‘neden’ sorusunu sormaktan ve her seferinde doğru yanıtı vererek adım adım ilerlemekten geçer. Gerçek sorunu bulursak önlemlerimizi alır, yangın, deprem, maden faciası gibi ülkemizi yasa boğan olayları kökten çözüme kavuşturabiliriz. Diğer şekilde felaketlerle yaşamaya devam ederiz’ diye konuştu.

HER ŞEY YANABİLİR, ÖNEMLİ OLAN ALEVE DÖNÜŞMEDEN SÖNDÜREBİLMEK    

Ekmekçioğlu, ‘Dünyada yanmayan malzeme yoktur. Çelik de kritik sıcaklıkta taşıyıcılığını, çok yüksek sıcaklıklarda ise mekanik özelliğini kaybeder’ diyerek ‘Enerji ve insanın bulunduğu her yerde yangın olabilir. Bazen yangınların oluşumunu engellemek de mümkün olmayabilir; ancak erken algılama ve söndürme teknolojileri ile etkili bir şekilde kontrol altına almak mümkün. Burada en kritik unsur; yangının duman ve ısı aşamasında algılanarak aleve dönüşmeden söndürülmesidir. Doğru sistem, otel  ahşap bile olsa yanmasına izin vermez’ dedi.

Otel yangınının afet değil bir facia olduğuna dikkat çeken Ekmekçioğlu, ‘Türkiye’de yangın korunum sistemleri teknoloji ve altyapısında dünyada ön sıralarda yer alan sanayi şirketlerine sahip. Örneğin biz, A Yangın olarak dünyanın en büyük yangın korunum sitemleri üreticileri arasında yer alıyoruz. Bir çok Türk şirketi de ürettiği inovatif çözümlerle global ölçekte rekabet edecek güce sahip. Yani; ülke olarak bu faciayı önleyebilecek teknolojik yeterlilik ve altyapıya sahip bir ülkeyiz. Yasal mevzuatımız da yangın korunum ve önleme konusunda yeterli. O zaman geriye sadece insan faktörü, dolayısıyla etik, ahlak ve sorumluluk duygusu kalıyor. Yasaya ve teknolojiye uygun olarak işletmeler önlemlerini alıyor mu, alınan önlemler denetlenip ruhsatlanıyor mu, bu denetimler yeni yasal düzenlemeler ile yeniden uygunluk denetimine tabi tutuluyor mu, çapraz denetimler yapılıyor mu, iş yeri sahipleri ve denetçiler, etik ve ahlak değerlere uyuyor ve sorumluluk duygusuna sahip mi ? İşte bu soruların yanıtları, bizi gerçek soruna, gerçek çözüme ve dolayısıyla gerçek sorumluya götürecektir’ yorumu yaptı.

YANGIN TÜPÜNDEN NESNELERİN İNTERNETİNE KADAR ÇÖZÜM VAR

Yangın algılama sistemleri ve otomatik yangın söndürme sistemleri hakkında da bilgiler veren Ekmekçioğlu, ’Yangın tüpü ve yangın dolabından nesnelerin internetine kadar inovatif çözüm yöntemleri var. Yangın algılama sistemleri; gelişmiş duman ve ısı sensörleri, yangın oluşumunu anında tespit ederek erken uyarı sistemlerini devreye sokar. Bu sensörler, farklı teknolojiler kullanarak çevresel değişiklikleri algılar ve yangın riski taşıyan durumları hızlı bir şekilde bildirir. Otomatik sprinkler sistemleri, yangın anında otomatik olarak devreye girerek, su püskürtme mekanizması ile yangının büyümesini engeller. Bu sistemler, genellikle tavanlara yerleştirilen sprinkler başlıkları ile çalışır ve yangının büyüklüğüne bağlı olarak su akışını ayarlayabilir. Gazlı söndürme sistemleri, elektronik ekipmanların bulunduğu alanlarda tercih edilir ve yangını söndürmek için halon, argon gibi gazlar kullanır. Yangın anında bu gazlar otomatik olarak devreye girer, ortamda oksijen seviyesini düşürerek yangının sönmesine yardımcı olur. Akıllı sistemler ve IoT (Nesnelerin interneti) entegrasyonu, yangın güvenliği sistemlerinin uzaktan izlenmesi ve yönetilmesi için geliştirilen çözümler arasındadır. Bu sistemler, anlık verileri toplayarak kullanıcıları bilgilendirir ve gerektiğinde otomatik müdahale mekanizmalarını devreye sokar. Örneğin, kullanıcılar, mobil uygulamalar aracılığıyla yangın güvenlik sistemlerinin durumunu takip edebilir ve olay anında hızlıca müdahale edebilir. Bu uygulamalar, yangın algılandığında anlık bildirimler göndererek kullanıcıların hızlı bir şekilde harekete geçmesini sağlar’ dedi.

YANGIN DOLABINI NASIL KULLANACAĞINI KİMSE BİLMEZ

Teknoloji kadar eğitimin önemine de dikkat çeken Ekmekçioğlu, sözlerini şöyle tamamladı: ‘Otel, konut ve endüstriyel tesislerde, yaşam ve çalışma alanlarının yangın risklerine göre yangın senaryoları oluşturulmalıdır. Çıkabilecek yangınlara nerede ve nasıl müdahale edileceği ile tahliye süreçleri, eğitim ve tatbikatlarla belirlenmelidir. Bu noktada, sanal gerçeklik (VR) ve simülasyon teknolojileri, çalışanların gerçekçi senaryolarla yangın durumlarına hazırlıklı hale gelmesini sağlar. Yangın güvenliği eğitimleri, çalışanların yangın anında nasıl hareket edeceklerini ve güvenli tahliye yöntemlerini öğrenmelerine yardımcı olur. Simülasyonlar, bu eğitimlerin etkisini artırarak, katılımcıların kriz anlarındaki tepkilerini geliştirmesine olanak tanır. Ancak ne üzücü ki bugün bir çok kurumda ve işletmede bu eğitimler göz ardı edilir, koridordaki yangın dolabının nasıl kullanacağını kimse bilmez. Sonuç olarak; ülke olarak, yangın güvenliği teknolojilerine daha fazla özen göstermeliyiz. Gelişen teknolojiler, yangınların önlenmesi ve etkili bir şekilde söndürülmesi açısından kritik bir rol oynamaktadır. Bu sistemlerin entegrasyonu ve etkin kullanımı, hem yaşam alanlarımızı hem de iş yerlerimizi koruma konusunda büyük bir katkı sağlayacaktır. Yangın güvenliği, sadece bir önlem değil, aynı zamanda toplumun genel güvenliğini artıran bir sorumluluktur.’